Vildan Kara Öztürk

Tarih: 25.10.2025 11:05

Akran Zorbalığına Karşı Ailelere Öneriler

Facebook Twitter Linked-in


Günümüzde çocuklar arasında giderek yaygınlaşan bir problemle karşı karşıyayız: akran zorbalığı. Artık bu kavram sadece okul bahçelerinde değil, dijital dünyada da karşımıza çıkıyor. Bir çocuğun, bir başka çocuğa fiziksel, duygusal ya da psikolojik zarar vermesi olarak tanımlanan akran zorbalığı; çocuğun benlik saygısını zedeleyen, içe kapanmasına ve özgüven kaybına yol açan ciddi bir sorun haline geldi.

Zorbalığa maruz kalan birçok çocuk, yaşadığı durumu ailesiyle paylaşmaktan çekiniyor. Utanıyor, suçluluk hissediyor ya da “abarttığı” düşünülür korkusuyla sessiz kalıyor. İşte tam da bu nedenle ailelerin dikkatli, duyarlı ve farkında olması büyük önem taşıyor.

Ebeveynler olarak öncelikle çocuklarımızı dinlemeyi öğrenmeliyiz. Onlarla her gün kısa da olsa sohbet etmek, “Bugün nasıldı günün?” diye sormak, çocuğun kendini ifade edebilmesi için güvenli bir alan oluşturur. Bu tür küçük ama düzenli diyaloglar, çocuğun yaşadığı olumsuzlukları anlatmasını kolaylaştırır.

Zorbalığı önlemenin bir diğer önemli yolu ise empatiyi öğretmekten geçiyor. Çocuğunuzun erken yaşta “farklı olmanın” kötü bir şey olmadığını öğrenmesi gerekir. Ona başkalarının duygularını anlamayı, saygı göstermeyi, kırmadan iletişim kurmayı öğretin. Çünkü saygı, zorbalığın panzehiridir.

Ayrıca çağımızın en büyük tehlikelerinden biri olan siber zorbalık da ailelerin gözden kaçırmaması gereken bir konudur. Çocuğunuzun internette geçirdiği zamanı, kullandığı uygulamaları ve sosyal medya alışkanlıklarını takip edin. Ancak bunu baskı kurarak değil, açık bir iletişimle yapın. “Sana güveniyorum ama seni korumak istiyorum” yaklaşımı, çocuğun savunmaya geçmeden sizinle iş birliği yapmasını sağlar.

Eğer çocuğunuzun zorbalığa uğradığını veya başkalarına zorbalık yaptığını fark ederseniz, bu durumu yok saymayın. Gerekirse okul rehberlik servisiyle ya da bir uzmandan destek alarak süreci sağlıklı bir şekilde yönetin. Çünkü erken müdahale, çocuğun ruhsal yaralarının büyümesini engeller.

Unutmayalım; çocuklarımızın davranışlarının temeli ailede atılır. Ebeveyn olarak birbirimize, çevremize, hatta trafikte bile saygılı davranışlar sergilediğimizde, çocuklarımız da bu tutumu model alır. Onlara sözcüklerle değil, davranışlarımızla öğüt veririz.

Akran zorbalığıyla mücadele, sadece bir okul sorunu değil; bir toplum sorumluluğudur. Her çocuk, güvenle büyüyebileceği bir çevreyi hak eder. Ve bu güvenli çevrenin ilk adımı, her zaman evde, yani ailede başlar.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —