BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KURBAN BAYRAMI KUTLAMA  MESAJI

Alparslan Yelgeçer


BİREY GELİŞİRSE TOPLUM YÜKSELİR

Üretmek, çağlar boyunca insanoğlunun karakterinin en güçlü yanını oluşturmuştur.


 

Üretmek, çağlar boyunca insanoğlunun karakterinin en güçlü yanını oluşturmuştur. Üretmeyen insan grupları “toplum” değil, “yığın” olmuştur. Tarihin hiçbir yerinde kendilerine yer edinemeyen bu gruplar, üreten toplulukların emrinde savaşan paralı asker olmaktan başka bir işe yaramamıştır. Çünkü tarih boyunca üreten, güçlü ve hükmeden bir yapıya erişmiştir. Bu durum kaçınılmazdır. Tıpkı üretmeyenlerin silinip gittiği gibi…

Üretimin verdiği bu güçlü duygu, toplumsal ilerlemede temel noktayı oluşturmuştur. Ek olarak ürettikçe kullaşmanın aksine bir vatandaşlık bilinci ortaya çıkmıştır. Çünkü üreten bir toplum, kendi ekmeğini kendisi kazanabilmiştir. Bu nedenle kullaşmayı reddetmiş, bilinçle hareket ederek vatandaşlık düşüncesine erişmiştir. Bu düşüncenin egemen olduğu toplumlarda etik de güçlü bir şekilde gelişmiştir. Böylece birbirine bağlı, ülke/toplum ideallerini ön planda tutan, dayanışmacı bir toplum ruhu doğmuştur.

Peki biz neredeyiz? Biz özellikle Osmanlı Devleti’nin çöküşe yakın döneminde bir üretim etkinliği içine girdik. Ancak devlet tahtındaki çatırtı sesleri, bu hamle için çok geç kalındığının bir göstergesiydi. Objektif olmak gerekirse bu girişimler tümden yararsız da olmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün uğrunda canını ortaya koyarak işler hale soktuğu cumhuriyet sisteminin erken dönemdeki girişimleri de Osmanlı’nın son dönemindeki üretimsel hareketlenmelerin bir devamı olmuştur. Cumhuriyet’in öncü ve rasyonel kadroları, devrim öncesindeki girişimleri ustaca geliştirerek Türkiye tarihinde gerçekçi ve köklü işler başarmışlardır.

Çiftçinin korunması, hayvancılığın teşvik edilmesi, tarımsal araçların temini, kooperatifleşme, özel sermaye yaratılması, atölyelere devlet desteği gibi birçok enstrüman kullanılarak toplumsal üretime katkı sunulmuştur. Bu sayede çalışıp didinerek çağdaş bir toplum yapısına erişmek isteyen halk, otomatik olarak bir etik sistemi de oluşturmuştur. Bu sayede güçlü bir toplumsal yapı oluşmuştur.

Bugünkü durum nasıl? Bana göre günümüz toplumu, vefakâr bir babanın hayatı pahasına oluşturduğu birikimi tarumar eden bir mirasyedi evlat gibi. Bunu söylerken bir keyif almak istemiyorum ancak durum böyle. Bugün üreten bir toplum yerine tüketen bir toplum geçti. Bu toplum, hemen her şeyi tüketiyor. İthal ediyor. Yarını düşünmeden atılan adımlar, günü geçirme motivasyonuyla umursanmadan atılıyor. Tükete tükete kültürü de bitiriyoruz. O eski dayanışma ruhu, yerini ayak oyunları ve dedikoduyla beslenen bir düşmanlık savaşına bıraktı. Herkesin herkesle konuştuğu ama kimsenin bir başkasını sevmediği bir toplum ortaya çıktı.

“Bana ne?” diyerek işin içinden çıkabiliriz ancak işin ucu maalesef herkese dokunuyor. Hayat biraz böyle işliyor sanırım: Eylemler bireysel, sonuçlar toplumsal. Askeri disiplin gibi. Bu nedenle bireyin attığı her adımda, toplum çıkarını da düşünerek hareket etmesi gerekiyor. Aslında bugünleri yaşamamızda en temel etken de bu bilinçten uzaklaşmak oldu. Bıçağı yanlış yerinden tuttuk, elimizi kestik!

Batı, yaşadığı evrensel olaylar sonucunda toplumsal yükseliş zırvalarını bir kenara bırakarak bireyi öncelemeye başladı. Bundan sonra da bireysel gelişimle birlikte toplumsal dönüşüm ve ilerleme de hızlandı. Çünkü bireyin giriştiği her türlü eylem doğal olarak topluma etki etti. Eğer batılı birey, kötü işlere girişmiş olsaydı toplumsal bir ilerlemeden söz edilemezdi.

Doğudaysa iş tam tersine işledi. Bıçağı yanlış tarafından tutmuş, otobüsü kaçırmış bir milletin çocuklarıyız biz! Peki neden? Çünkü bize yapışan bir hastalık vardı: Toplumsallık! Halbuki sağlıklı bir toplumsal ilerleme için toplumsallık düşüncesi bir intihar demekti. Birey gelişmezse toplumsal refah oluşamaz. Dünyanın değişmez kanunları var. Toplumsal ilerleme kanunu da bu koşullar altında gerçekleşir. Aksi mümkün değil. Doğu halklarının çoğunda bu düşünce yapısı hâkim. Bunun sonucu olarak kullaşma durumu da doğal olarak açığa çıkıyor. Ne tam batıda ne de tam doğuda yer alan Türkiye de bu hastalığa yakalandı. Bireysel gelişim teşvik edilmedi. Şovenist söylemlerle “lezzetli” bir toplumsallık, tüm halka sunuldu. Sonucunda da tek başına düşünemeyen, bir felsefe oluşturmak için sürekli olarak başkalarının yardımına ihtiyaç duyan bir kitle ortaya çıktı.

Bu düşüncede olmayanlar da ya milli ya da dini açıdan aşağılanarak toplum dışına itildi. Halbuki önceden toplumsal dışlama mekanizması yüz kızartıcı suçlara bulaşanlarla cinayet işleyenlere dönük olarak uygulanırdı. Bıçağı tersinden tuttuk! Suça bulaşanlar ululanırken toplumu aydınlatmaya çalışanlar linç edildi. “Benim düşünmediğim gibi düşünmüyorsa düşünmüyordur!” anlayışı yıkıp viran etti sümbüllü bağları…

Edebiyatta bile bunun yankıları görüldü. Sanat için sanat düşüncesi yerin dibine gömülürken toplum için sanat anlayışı arşıâlâya çıkarıldı. Bireysel düşünceyi baskılardan dolayı hakkınca ifade edemeyenler, soyut bir dille anlaşılmazlığın pençesine düştü.

Birey önemlidir. Birey yükselmezse toplum ilerleyemez. Dünyadaki hiçbir buluşu toplum gerçekleştirmemiştir. Tüm icatlar, bireylerin emeğidir. Bireyin çabasıyla toplumsal birikim artmış, zincirleme reaksiyonla toplumsal ilerleme sağlanmıştır.

Ülkemizin bu durumdan kurtulabilmesinin tek yolu bireysel gelişimin yeniden desteklenmesidir. Bu sayede toplum tüm mekanizmalarıyla etkin şekilde yoluna devam edebilir. Etiğin işlerlik kazandığı bir toplumda her şey yoluna girecektir. Bunun da çözümü, bireyin desteklenmesidir. Her birey, kendi yetenekleri ve sınırlılıklarının farkında olarak bir girişim halinde olmalıdır. Mikro mutluluklar, toplumsal alana yayılınca topyekûn yükseliş gerçekleşecektir. Başka türlüsü bir hayal… Tecrübelerle ve tarihle sabit…

Balkan’ın yıldızları Ören’de parladı

Milletler Kupası şampiyonları belli oldu

CEV BEACH VOLLEY NATİONS CUP 2025 ÖDÜL TÖRENİ BURHANİYE’DE GERÇEKLEŞTİ

Taşın Altına Ellerini Değil Kendilerini Koyuyorlar

2025 CEV Plaj Voleybolu Milletler Kupası tanıtım toplantısı yapıldı

Gömeç’te Başpehlivan Süleyman Başar Oldu

Büyükşehir, Bölgesel Amatör Lig’de mücadele edecek

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2